Ören’den Burhaniye’ye ve oradan da Ayvalık’a geçicem
ama kaç kişiye sorduysam da doğru yolun cevabını çok geç alıyorum.
Burhaniye-Ayvalık arasında ki yol düz ve bir o kadar da güzel.Bölünmüş,kaymak
gibi olan yolun iki kenarında da zeytin ağaçlarıyla dolu olan tarlalar var ve
müthiş kekik kokuları eşliğinde ilerliyorsunuz.Tam Ayvalık’a 2-3 km. kalmıştı
ki 1 araç yolun dışına çıkmış,takla atmış,bavullar etrafa saçılmıştı.Polis ve
jandarma da oradaydı.Muhtemelen benden 10-15 dk. önce gerçekleşmişti bu
olay.Böyle görüntüler insanın tadını kaçırıyor ama ne yapalım hayat devam ediyor,hayatın
kendisi bu.Ayvalık’ta geçen sene tatil yaptığım için merkeze giden yolu
bulmakta zorlanmıyorum.
Ayvalık’ta Kahvaltı edilse ne yenmesi gerekir ?
Tabi ki Ayvalık Tostu J yanına da Bim’den aldığım 1 lt.lik ice tea.
Mis gibi kahvaltıdan sonra yola koyulalım
bakalım.Sarımsaklı yolundan ana yola çıkacağım ama yol ayrımı var ve tabela
cenneti olan memleketimizin bu köşesinde tek bir yol tabelası bile yok.Neyse ki
yoldan geçen motorsikletli bir çifti durduruyorum ve yolu soruyorum. Bir Türk
genci olup bisikletimle bu yollara çıkmama bir hayli şaşırdılar ve desteklerini
esirgemediler.
Ana yola nihayet vardım.Altınova’nın
girişini geçtikten sonra bir benzinlikte su molası verdim.İçeriden birisi geldi
ve “çay var kardeşim yeni demlendi,içeri gir de bi çay iç” dedi.Yorgunluğu
nasıl aldığını 1 sene öncesinde Ankara-Eskişehir turunda gördüğüm için daldım
hemen içeriye. 2 genç,benden birkaç yaş büyükler.Yeni açmışlar burasını.Biraz
muhabbet ve dinlenmeden sonra koyuldum yola ve İzmir il tabelası karşıladı
beni.Onun mutluluğu da paha biçilemezdi.Bu sırada telefonum çaldı ve arayan
dostum Tuğrul’du.Bir elimle telefonla konuşurken bir elimle de gidonu
tutuyordum. Biraz konuştuk ve verdiği desteklerin de etkisiyle o gün bir hayli
yol aldım.
İzmir’e
Dikili-Çandarlı üzerinden gidıp kıyı turu yapacaktım. Dikili hakkında önceden
bir bilgi sahibi olmadığım ve dikkatimi de çeken bir şey olmadığı için
Dikili’de vakit kaybetmek istemedim.Dikili girişinde kesme taşlarla başlayan
yol beni de bi klasik olan yol bisikletimi de mahvetti.Dikili çıkışı rampalarla
başladı,Çandarlı’ya kadar da bu rampalar bitmedi. Aceleciliğimden nefret
ediyorum,pişmanlık zor şey.Keşke acele etmeseydim de Çandarlı’da 1 gece
kalsaydım.Çandarlı; güzel bir denize,güzel bir sahile ve güzel bir merkeze
sahipti.Etrafa bakınırken kale surlarını görüyorum ve gidip bakıyorum ama
kapalı olduğunu görüyorum. Restorasyon yapılıyormuş.Yıkmak yerine yenileniyor
olmasına sevindim.Orada karşılaştığım aile de tek başıma yola devam etmemem
için beni uyardılar ama dinleyen kim J Çandarlı çıkışına geldiğimde
bayılacak gibi bir haldeydim.Sanırım bunun nedeni ölümüne pedallayıp, yemek
yemeyi unutmamdır.Size garip gelir ama pedallarken yemek yemeyi unutuyorum J
Zeytindağı ilçesini gördüğüm yerde anayola (İzmir yolu) çıktım.Yaklaşık 3
km.yol gittim ki güzel bir benzinlik,güzel bir lokanta.Yemek beni çağırıyooo JAçlığı doyurmanın vakti gelmişti hatta geçmişti
bile.Çünkü saat neredeyse 15:00 civarı olmuştu ve ben öğle yemeği
yememiştim.Güzelcene 1 posiyon löfte ve yanına 2 kola J
Artık saat 16:00 olmuştu ve hava kararmadan Aliağa’ya
varmam gerekiyordu.Yolda annemden gelen telefon üzerine Aliağa’da misafirhane
olduğunu öğrendim ve orayla iletişime annemin eskiden beraber çalıştığı
arkadaşı Akın abi geçti.Vardım ve oranın misafirhane müdürünü zar zor ikna
ettim.Kayıt yapan görevli ve diğerleri iyiydi de müdür zorladı.Bu arada
müdürlerle ilgili fıkra da aklıma geldi J Kayıt yapan
eleman da sağolsun yormadı beni,bisikleti üstündeki malzemelerime beraber bir
depoya yerleştirdik. 2 kişil odada tek başımaydım.Sıcacık bir duş aldım ve
yatağa uzandım.O gece de beni sinirlendiren 2 şey olmuştu.
- O gece orada düğün varmış sesten zor uyudum.
- Suriye bize ait bir eğitim jetini düşürmüştü.
O gün yatmadan defalarca km. hesaplaması
yaptım fakat hesap değişmedi bir türlü.O gün tam tamına 170 km. pedallamıştım J Bu benim
rekorumdu. 10,5 saat pedal ve 170 km. yol J
No comments:
Post a Comment